3 yarı finalli “Bayern Sendromu”

Hepimizin günlük yaşamında  yaşadığı, bazıları garip, bazıları psikolojik, çoğu ise tıbben açıklanabilen sendromları vardır. Bu sendromlardan biri de; bir futbol takımının yaşadığı ve muhtemelen  literatüre bu sendromu futbol alanında da sokabilecek bir sendrom türü olacak: Münih Sendromu.

bayern1

Münih Sendromu Nedir?

Uluslararası İlişkiler kapsamında  geçmişin etkisinden sıyrılamamış karar alıcının, geçmişle benzeşimler yaparak davranması, karar almasıdır.”

Futbolda ise Münih sendromu; Bayern Münih gibi bulunduğu ülkenin en üst ligine (Bundesliga) fazla gelen takımların sezonu müthiş bir performansla açıp, şampiyonluğun matematiksel olarak olmasa da haftalar öncesinden garantileyebilmesi, akabinde takımın son haftalara artık isteksiz, formsuz, sahte bir doygunluk hissi ile girdiği, sonunda ise acı sonuçlarla karşılaştığı bir sendrom türü olmaya oldukça uygun.

Çünkü Bayern Münih son 3 sene içinde ligde rekorlar kırarak, büyük puan farklarıyla haftalar öncesinden şampiyon olurken, Şampiyonlar Liginde 3 yarı finalde kupanın dışında kaldı. Sezonun sonuna doğru yaşadığı rekabetsizlik ile enerjisi ve odağı değişen takımın kupaya bu aylarda veda etmesi basit bir tesadüf olamaz. Aynı takım 2013 senesinde bu döngüye girmeden önce hem ligde 25 puan farkla şampiyon olup hem de şampiyonlar ligini kupasını kaldırmıştı.

Münih Sendromu Belirtileri

Bayern Münih Guardiola ile birlikte son 3 yılda 3 kez Şampiyonlar Liginde yarı final oynadı. Bu yarı finallerin hepsinde de elendi. Bilindiği gibi yarı final maçları genellikle her ligin son haftalarına denk gelmekte ve bu zamanlama sendromun artık başladığı tarihlere tekabül etmekte. Bayern’in sendroma yakalandığı bu tarihlerde formsuzluk, odaklanamama ve sahte doymuşluk hissi had safhaya ulaşıyor. Özellikle ligdeki bu rekabetsiz kalınan ortam Bayern’i kötü anlamda etkileyip bu sendromun içine sokuyor.

Son 3 yıla bu teori çerçevesinde detaylıca bakacak olursak ;

2013-2014 Sezonu

B.Münih 19 puan farkla o sezon şampiyon olmuştu. Takım ise Mart ayı sonunda düşüşe geçmeye başlamıştı. Önce Hoffenheim’la içerde 3-3 berabere biten maç, sonra deplasmanda Ausburg yenilgisi ve ardından ezeli rekabette Allianz Arena’da 3 farklı kaybedilen Dortmund mağlubiyeti.

bayern2

 

bayern3

Bu üç maçtan sadece 10 gün sonra ise Şampiyonlar Ligi yarı finalinde o sezon ligde tam 94 gol atan B. Münih, Real Madrid karşısında gol atamadan elendi.

bayern4

2014-2015 Sezonu

Bayern Münih’in yine farkı açtığı ligi silip süpürdüğü bir yıl. Sezon sonu 10 puan farkla şampiyon oluyorlar. Sezonda tam 80 gol atıp sadece 18 gol yiyen bir panzer var karşımızda bu sefer. Yine şampiyonlar liginde başarılı sonuçlarla yarı finale kadar geliyorlar. Ama sendrom yine yakalarını bırakmıyor.

bayern5

 

Bu sefer puan farkının da geçen sezon gibi 19 olmaması nedeniyle sendroma daha geç yakalanan Münih mayıs ayına üst üste 3 maç mağlubiyetle başlıyor. Leverkusen, Ausburg ve Freiburg’a yeniliyorlar.

bayern6

Bu maçların arasında oynanan Şampiyonlar Ligi yarı final maçlarında ise Barcelona’yı içerde 3-2 yenmelerine rağmen deplasmanda gol atamadan 3 gol yiyen Münih yine kupaya veda ediyor.

bayern7

Tüm sezonda ligde toplam 18 gol yiyen Bayern, sendroma yakalandığını düşündüğümüz bu dönemde 5 maçta 10 gol yemiş.

2015-2016 Sezonu

Bu sezona da hiç şüphesiz fırtına gibi başlayan Bayern şuan itibari ile artı 60 averaj ve sendrom öncesi 7 puan farkla liderken, hafta sonu şampiyonluğu sahasında kutlayacağı maçta 3 puan fırsatını tepti ve puan farkını 5 e indirdi. Dün gece oynanan Atletico maçı ile de sendroma devam diyerek yine yarı finalde şampiyonlar ligi kupasına bir mayıs ayında veda etti.

Bu sendrom kimin eseri?

Gelelim en önemli noktaya. Bu sendromun sorumlusu kim ? Son 3 sezonda 3 kez yarı final oynayan ve belli ki sezon sonu bir düşüş yaşayan Bayern Münih var. Ama tablo böyleyken 2012-2013 sezonunu göz ardı etmemek gerek. Çünkü o sezonda Bayern inanılmaz bir iş çıkararak artı 80 averaj, 98 gol ve 25 puan farkla şampiyon olmuştu. Üstüne birde Şampiyonlar Ligi’nde yarı finalde Barcelona’ya iki maçta tam 7 gol atıp, finalde Dortmund’u geçip kupanın sahibi olmuştu. Üstelik Bayern Münih Heynckes’le ikinci kez üst üste final oynamıştı şampiyonlar liginde.

Peki, Bayern’de değişen şey neydi?

bayern7

Değişen şey kurt teknik direktör Jupp Heynckes’in gidişi ve Guardiola’nın gelişiydi. Rakamlarla sendromun varlığı bence su götürmezken bunun sorumlusunun Guardiola olduğu da en büyük sebeplerden.

Sendromun Sebebi Guardiola mı?

Bu sendromun sebebi Bayern’in bir anda ki yarı final elenmeleri ile Guardiola’ya yüklenmesi tabi ki haksızlık olarak görülebilir. Ama öte yandan bunu destekleyen başka bir istatistikse şu;

bayern9

2012 sezonu Barcelona da Guardiola, kendi isteğiyle ayrılmak isteyince takımı Guadiola’nın sistemini ve ekolünü devam ettirmesi için yardımcısı Villanova’ya teslim etti yönetim. Sonuç aslında istenildiği gibi oldu Barcelona Guardiola sistemi ile 15 puan farkla şampiyon oldu.

Ama adeta Münih gibi La Liga o sene Barcelona’ya dar geldi. Rekabetsizliği hissettiler ve Barcelona Şampiyonlar Ligi Yarı Finalinde Heynckes’in Bayer Münih’i ile karşılaştı. O sezon 115 gol atan Barcelona, Münih’e 2 maçta tek gol atamadan 7 gol yiyerek yarı finalde şampiyonlar ligine veda etti.

bayern münih

Özetle Guadiola takımlarının ligdeki üstün başarısı, sezon sonuna doğru takıma olumsuz yansıyor. Özellikle takımın ligde rahat bir tavır sergilemesi Şampiyonlar Ligi gibi farklı mecralara odaklanmasında ve bu maçlarda ki performanslarına olumsuz etki bırakıyor. Pek tabi bunun sorumlusu da takımın teknik patronunun bu dengeyi sağlayamaması ile açıklanabilir.

Bir teknik adamın takımını sadece taktiksel ve fiziksel olarak hazırlaması takımın başarısı için asla yeterli olmayacaktır. Ruhsal, mental ve psikolojik olarak da takımı hazırlamak başarının kilit noktalarındandır. Bu nedenle Münih Sendromu teorisinin en büyük etkeni Guardiola diyebiliriz.