2018 Dünya Kupası | F Grubu değerlendirmesi

Son şampiyon Almanya, son Konfederasyon Kupası yarı finalisti Meksika, 1958 finalisti İsveç ve 2002 dördüncüsü Kore Cumhuriyeti bir üst tura çıkabilmek için F Grubunda yarışacaklar. Son şampiyon Almanya için kolay bir grup gibi gözüküyor. İkinci sıra içinse İsveç ve Meksika arasında büyük bir çekişme olacaktır. Biz de sizler için bu grubun değerlendirmesini yapacağız.

ALMANYA

Son şampiyon Almanya 2017’yi kayıpsız kapattı ve şampiyonluğunu savunma yolunda Rusya’ya gayet iyi bir durumda geliyor. Almanlar, 2017’de Konfederasyonlar Kupası’nı kazanarak Rusya’da kupa kaldırmışlardı. Dünya Kupası elemelerinde 10 maçta 10 galibiyet aldılar ve  Avrupa rekorunu kırarak 43 gol attılar.

Kadroları dünya klasında yeteneklerle dolu. Takım bir kulüp takımı tarzında birbirleriyle anlaşarak oynuyor. Onların tek sorunu hazırlık maçlarındaki performanslarının düşük olması. Ancak klasikleşen bir söz olan, “Almanya bir turnuva takımıdır” haklılığını gösteriyor. Almanya hazırlık maçlarında adeta ölü bir performans sergiliyor. Onlar sadece üzerilerinde baskı olduğunda hayata dönüyorlar…

Almanya, Dünya Kupası’na 18 kez katıldı. 13 yarı final gören takımın sekiz finali var. Bu sekiz finalden de dört şampiyonluk çıkardılar; 1954, 1974, 1990 ve 2014 şampiyonlukları ile toplamda dört yıldız… Löw ve öğrencileri şimdi beşinci yıldız için oynayacak.

Teknik direktör

Joachim Löw 2006’dan beri milli takım antrenörlüğü yapıyor. Jürgen Klinsmann’ın yardımcılığından sonra takımı devralan Löw, 2014 Brezilya’da büyük başarı elde etmişti. Ayrıca Löw geçen yıl Rusya’da düzenlenen 2017 Konfederasyonlar Kupası’nı da genç bir takımla kazanmayı başarmıştı.

Deneyimli teknik adamın topa sahip olmaya yönelik oyun anlayışı burada da devam edecek ve 4-2-3-1 dizilimi büyük olasılıkla takımın formasyonu olacaktır. Yine de üçlü savunma varyasyonlarını da görebiliriz. Ancak Almanya’yı şampiyon yapan oyun felsefesi değişmeyecektir.

Kilit oyuncu

2014 Brezilya’dan sonra Almanya da aslında büyük bir değişim yaşandı. Takımın bel kemikleri olan Lahm ve Schweinsteiger milli takımı bıraktılar. Bu süreç sonrası 2016 Avrupa Şampiyonası’nda takım şampiyonluğa ulaşamadı. Lahm’ın yerini son iki sezondaki performansıyla Kimmich doldurdu. Schweinsteiger’in rolünü ise Toni Kross üstlendi.

Oyun felsefesi topa, alana ve zamana hakim olmak üzerine olan Almanya’da Toni Kross kilit oyuncu olacak. Kross UEFA Şampiyonlar Ligi’ni Bayern ve Real Madrid ile birçok kez kazanmayı başardı. Kross tam bir “winner” oyuncu. Löw’ün sisteminin de en kilit parçası.

Kadro

23 kişilik kadronun şüphesiz en tartışma yaratan noktası Manchester City ile olağanüstü bir sezon geçiren Leroy Sane’nin kadrodan çıkarılması oldu. Löw bu kararını oyuncunun milli takım performansını beğenmediği gerekçesi ile aldığını söyledi. Bir diğer konuşulan nokta ise Sandro Wagner’in nihai listeye alınmaması oldu. Oyuncu, Konfederasyonlar Kupası’na götürülüp Dünya Kupası kadrosuna girememesine büyük tepki gösterdi.

MEKSİKA

Son altı dünya kupasında da boy gösteren Meksika hepsinde de son 16 turunda kaybetti. Çeyrek finale ulaşmaları başarı olarak sayılacaktır. Sadece kendi evinde düzenlediği 1976 ve 1986 Dünya Kupaları’nda çeyrek final görebildiler.

El Tri bu grupta Almanya’yı zorlayacak bir takım olarak gözüküyor. Ancak son Konfederasyonlar Kupası yarı finalinde Almanya’ya 4-1 kaybettiler. Avrupa merkezli oyuncularla Meksika, CONCACAF elemelerinde rüzgar gibi esti ve katılmayı üç maç kala garantilediler. Buradaysa İsveç ile oynayacakları maç ikinciyi belirleyecektir. Üst turda olası bir Brezilya eşleşmesi neticesinde son 16 kabusları devam edecek gibi…

Takım 2014 Brezilya’da oynayan oyuncularla bir temel oluşturdu. O turnuvadan yaklaşık 16 oyuncuyu Juan Carlos Osorio son iki yılda kullandı. Bunun sonucu olarak bir takım havası oluştuğunu söyleyebiliriz.

Meksika, bu turnuvaya kadar 15 kez dünya kupasına katılma başarısı gösterdi ve sadece iki kez çeyrek final oynayabildiler.

Teknik direktör

Juan Carlos Osorio, milli takımın başına geçmeden önce Atletico Nacional ile büyük başarılar elde etti. Kolombiyalı taktisyen Meksika ile etkileyici bir eleme performansı sonrası finallere geldi. Osorioi göreve geldiğinden beri 45 maçta sadece 7 kez kaybetti.

4-3-3 formasyonunu tercih eden Osorio topa hakim olarak, hücum oynamayı istiyor. Meksika basını kendisini çok eleştirse de Osorio’nun futbol felsefesi ile Meksika futbol kültürü birbirine çok uyuyor. Osorio alışılmışın dışında antrenman teknikleri ve çok sık rotasyon yapması ile bilinen bir isim. Turnuvada 4-3-3’ün yanı sıra rakibin hücum hattına göre 3-4-3 elmas dizilişini de görebiliriz.

Kilit oyuncu

Meksika’nın tüm zamanların en golcü ismi Javier Hernandez. Hernandez 2010 Güney Afrika ve 2014 Brezilya’da boy göstermişti ve bu turnuvalarda üç gol atmayı başarmıştı. Meksikalı forvet 2014 FIFA Kulüpler Şampiyonasını Real Madrid ile kazanmıştı. Bu turnuvada da Meksika’nın en büyük gol silahı olacak.

Kadro

Meksika için tek sıkıntı Nestor Araujo’nun sakatlığı sebebiyle finalleri kaçırması. Turnuva öncesi Diego Reyes (Porto) ve Andres Guardado (Real Betis)’nun sakatlıkları vardı. Ancak iki isimde zamanında yetişecekler.

İSVEÇ

İsveç, Play-Off’ta İtalya’yı saf dışı ederek turnuvaya katılım hakkı kazandı. Bu galibiyet büyük bir sürpriz sayılıyor. Bu galibiyetle İsveç 2006’dan sonra ilk kez bir dünya kupasına katılım hakkı kazanmış oldu. Takımın üzerinde Zlatan İbrahimoviç’in emekli olmasının gölgesi var. Ancak İbrahimoviç yokken İsveç daha birlik içinde ve daha düzenli gözüküyor.

İsveç tam bir yarışmacı takım. Eğer onları çantada keklik olarak görürseniz, tokadı yiyebilirsiniz. İtalya’nın durumu bunun en büyük örneğidir. İsveç sınırsız bir enerji ile oynuyor. Bunun örneğini sadece İtalya maçında değil elemelerde Fransa galibiyetinde ve grubu Hollanda’nın önünde bitirmeleriyle gördük. Elemelerde yedi kez kalelerini gole kapatarak ne kadar sağlam bir savunma organizasyonları olduğunu gördük.

İsveç bu turnuvaya kadar 11 kez katılma hakkı kazandı. Dört yarı finali olan takımın bir de finali bulunuyor (1958).

Teknik direktör

Janne Andresson büyük bir tecrübeye sahip, şöhretini ise 2015’te IFK Norrkoping ile sürpriz bir şekilde Allsvenskan şampiyonluğuna ulaşarak kazandı. EURO 2016 sonrası takımın başına geçen Andersson takımı yeniden ayağa kaldırdı ve Play-Off’ta İtalya’yı geçerek takımını turnuvaya taşıdı.

Andersson klasik 4-4-2 dizilişini tercih ediyor. Elemelerde yedi maçta gol yemeyen bir takım yarattı. Ana odak noktası savunma. Hücumda ise Forsberg ve Jimmy Durmaz’ın bireysel yaratıcılıkları öne çıkıyor.

Kilit oyuncu

Emil Forsberg, Zlatan İbrahimoviç sonrası İsveç hücumlarının yeni yıldızı. Leipzig ile çok iyi sezonlar geçiren Forsberg takımın en büyük hücum tehdidi olacak.

Kadro

Turnuva öncesi Zlatan İbrahimovic geri dönebilir haberleri olsa da İsveç onu geri çağırmadı. Kendilerini turnuvaya getiren oyuncularla devam ediyorlar. Kadro da beklenildiği gibi oldu.

GÜNEY KORE

Güney Kore 1986 Dünya Kupası’ndan beri tüm turnuvalarda yer aldı. Bu kez elemelerse onlar için zorlu geçti. Özbekistan ile sıkıntılı geçen maç sonucu 0-0’lık beraberlik ve Suriye’nin İran’ı yenememesi sonucunda Dünya Kupası bileti aldılar.

Takımda birçok şey Premier Lig oyuncuları Son Heung-Min (Tottenham) ve Ki Sung-yueng (Swansea) ikilisi üzerine kurulu. Ki Sung takımın oyun kurucusu, Son Heung ise en büyük gol tehdidi rolünde.

Almanya, Meksika ve İsveç ile eşleşmek üzerilerinden baskıyı kaldırdı. Kimse Güney Kore’nin ilk ikiye girmesini beklemiyor. Bu yüzden taraftarlar gelişmiş bir performans ile mutlu olacaklardır. Elemelerde savunmada çok dağınık olduklarını gördük. Bu turnuvada savunma onlar için zorunluluk durumunda.

Güney Kore bu turnuvaya kadar dokuz kez dünya kupasına katılım hakkı kazandı. Bir kez yarı final gören takım 2002’de dördüncü oldu.

Teknik direktör

Shin Tae-Yong, Uli Stielike’nin kovulması sonrası Temmuz 2017’de göreve başladı. Zorlu bir eleme döneminden sonra takımına 10. kez katılım hakkı kazandırdı. Daha önce U-20 Milli Takımı’nı çalıştıran Shin Tae’Yong, 2010’da Seongnam Ilhawa Chunma ile AFC Şampiyonlar Ligi’ni kazanmıştı.

Shin Tae 4-4-2 dizilişini tercih ediyor. Odak noktaları orta blok baskısı ve dip baskısı üzerinde yoğunlaşıyor. Vicente Del Bosque’nin de yardımcılığını yapmış Toni Grande’nin teknik heyete katılmasıyla takımın performansı daha da yükseldi.

Kilit oyuncu

Son Heung-Min, Tottenham ile harika bir sezon geçirdi. 18 gol ve 12 asiste imza atan kanat forvet, Rusya’da da takımının en büyük kozu olacak. Premier Lig’in en çok gol atan Asyalı oyuncusu konumunda olan Son, takımının en önemli oyuncusu…

Kadro

Kadrodaki en büyük sürpriz Crystal Palace oyuncusu Lee Chun-yong’un eksikliği. Palace’ta çok az süre şansı bulan oyuncu 23 kişilik kadroya giremedi.