Derbide Galatasaray | Galatasaray 3-1 Beşiktaş

Süper Lig’in şampiyonluk düğümünün çözülebileceği maçta Galatasaray sahasında lider Beşiktaş’ı ağırladı. Galibiyet harici bir skorda matematiksel olarak şansı kalmayacak olan Fatih Terim’in öğrencileri henüz 11.dakikada Babel’in golüyle 1-0 öne geçti. Skor avantajının da etkisiyle rakibi karşısında baştan sona üstün bir oyun ortaya koyan sarı kırmızılılar 3-1 kazanarak şampiyonluk şansını sürdürürken sene sonunda oluşacak olası bir puan eşitliği durumunda da siyah beyazlılarla ikili averajını eşitlemiş oldu.

Galatasaray’ın bu derbi galibiyetini global iş ortağımız Metrica Sports‘un geliştirmiş olduğu Play yazılım ile birlikte analiz edeceğim.

İlk 11’ler ve ortalama pozisyonları

Şubat ayından bu yana kadrosunu ve buna bağlı olarak oyununu oturtmakta zorluklar yaşayan Fatih Hoca, son haftalarda galibiyet serisi yakalayan kadroyu bu maçta da büyük oranda değiştirdi. Antalya, Konya ve Gençlerbirliği maçlarında Şener ve Ömer ile savunma anlamında daha garanti isimlere, hücumda da Kerem ve Halil ile topla daha dinamik isimlere yönelen tecrübeli teknik adam derbi 11’inde bu 4 isme görev vermedi. Savunmaya eklenen Saracchi ve Yedlin ile daha fazla hücum katkısı alınırken, hücumda da Fatih Terim’in maç önü tabiriyle Babel-Falcao-Onyekuru 3’lüsünün büyük maç tecrübelerinden faydalanılmak istenmişti. Atiba-Josef’li ligin en iyi merkez ikilisine karşı Taylan-Gedson ikilisi şans bulurken Emre Akbaba da son haftalarda olduğu gibi zaman zaman orta saha da iç oyuncusu zaman zaman ise Falcao’nun yanında yardımcı forvet rolünde maça başladı.

Prese karşı Galatasaray’ın uzun pas oyunu

Arenadan beraberlikle çıkması halinde bile ligi rakibinin üstünde bitirmeyi garantileyecek olan Beşiktaş, oyunundan taviz vermeyerek maça yoğun ön alan presiyle başladı. Belhanda’nın gidişi Feghouli ve Arda’nın kesilmesi gibi nedenler sonrası pas oyunu sekteye uğrayan Galatasaray’ı kendi yarı alanında top kaybına zorlayıp kazanılan toplarla pozisyon üretme hedefinde olan siyah beyazlılara karşı Fatih Terim takımını farklı bir metotla sahaya çıkardı. Savunmadan çıkışlarda alışılagelmişin aksine kısa yerine uzun pasları tercih eden sarı kırmızılılar, Falcao ve Babel’in indirdiği toplar ile baskıyı kırarak rakip yarı sahaya yerleşti. Yukarıda da 5 oyuncuyla önde basan Beşiktaş’a karşı Donk’un Falcao’ya attığı uzun pasla gelişen atağı görüyoruz. Ayrıca bu pozisyonda dikkat çekmek istediğim bir başka konuysa Gedson Fernandes’in bloklaşan oyuncu gruplarının her ikisinde de bulunmasıydı. Genç yıldız maç boyunca orta sahadaki temposuyla büyük fark yarattı.

Savunmadan uzun pasla çıkış konusunda verilere bakacak olursak da Galatasaray için ne denli farklı bir yapı olduğunu anlayabiliriz. Zira bu sezon attığı pasların %43’ünü uzun kullanan Muslera’nın bu maçtaki uzun pas oranı %64’dü. Benzer şekilde sezon içindeki uzun pas oranı %14 olan Marcao-Donk ikilisinin bu maçtaki oranı da %30’du.

Babel ve yeni rolleri

Bu uzun pas oyununda en kritik görev ise Ryan Babel’indi. Sırtı dönük top tutabilme ve top kontrolü becerileri üst düzey olan Hollandalı, oyunda kaldığı süre boyunca takımını 3.bölgeye taşıma konusunda kilit rol oynadı. Savunmacısını sırtına alarak top kontrolünü sağlaması, ardından da her iki tarafına devrilebilme özelliğiyle rakibinden kolay sıyrılması N’Sakala ve Vida başta olmak üzere siyah beyazlılara sıkıntılar yaşattı. İlk devrede takımının hücumda en çok topla buluşan ismi olan Babel, partnerleri Onyekuru ve Falcao’nun toplamı kadar pas yaparak devreyi tamamladı. Görselde de Babel’in bir oyun kurucu gibi başlattığı bazı akınları görüyoruz. Özellikle son pozisyonda doğru pas tercihinde bulunsa maçın ilk golü daha erken gelebilirdi.

Beşiktaş’ın beraberlik golünün santrasından hemen sonra da Donk’tan gelen yüksek topu göğsüyle yumuşatan Babel, sırtına aldığı Josef’ten her iki yöne devrilebilme özelliğini de kullanarak kolay sıyrıldı. Öne çektiği N’Sakala’nın arkasında bıraktığı boşluğa koşu atan Emre Akbaba’yı da gören Hollandalı, penaltı pozisyonu öncesi kazanılan duran topun da yaratıcısı konumundaydı.

Maç genelinde topla daha az oynayarak direkt hücumlar arayan Galatasaray’ın bulduğu en net kontra atakta da Babel’in payı yadsınamazdı. Donk’tan aldığı pasta sırtında Vida’yla eşleşen Hollandalı, bir önceki görselde olduğu gibi yine kendi sağından dönüp kolayca sıyrılarak topu Emre Akbaba’ya aktardı. 3’e 1 yakalanan hücumda Falcao’nun koşusunu değerlendirmek yerine Onyekuru’ya şiddetli bir pas tercih eden Akbaba, atağı heba etmiş oldu.

Geride kalan birçok maçta sol çizgide topla buluşarak birebir zorlayan ve genellikle sağına çekip şut deneyerek bir şeyler üretmeye çalışan Hollandalı’ya Fatih Hoca bu maçta farklı bir rol biçmişti. Babel’i çizgiye bastırmak yerine merkeze daha yakın oynatarak zaman zaman ikinci bir forvet, zaman zaman da oyun kurucu bir orta saha gibi oynatan tecrübeli çalıştırıcı, rakip bekin boşalttığı kenarlara da Babel’in bekini koşturarak fırsatlar üretti. Babel’in ilk devrede sağ kanatta oynamasıyla Yedlin, ikinci devrede de sol kanatta oynamasıyla Saracchi hücum performanslarıyla takımlarına katkı sağlayan isimlerdi.

Beşiktaş’a karşı savunma tedbirleri

Ligin en rahat pozisyona giren ve en çok gol atan takımı Beşiktaş’ı 90 dakika boyunca yalnızca 2 isabetli şutta tutan sarı kırmızılıların bu başarısında takım halinde uyguladıkları presin etkisi büyüktü. Maçın başından sonuna kadar Beşiktaş’ın topla rahat çıkmasına imkan tanımayan ve uzun topa zorlama niyetinde olan Galatasaray merkezinde Gedson’un oyunu maçın en dikkat çekici performanslarından biriydi. Dinamikliği, temposu ve yüksek konsantrasyonuyla genelde Atiba olmak üzere maç boyu rakiplerine göz açtırmayan genç yetenek karşılaşmayı 3/5 top kapma 10/15 ikili mücadele ve 3 pas arası yaparak tamamladı. Yukarıdaki görselde de istatistik kağıdına yansımayan dinamikliğiyle savunma aksiyonlarını görebiliyoruz. Özellikle Beşiktaş’ın oyun kurucusu pozisyonunda olan Ghezzal’in savunmasına getirdiği ekstra yardımlarla maç boyunca takımına büyük katkı sağladı.

Gedson’un ısı haritasından da Ghezzal kanadına yakınlığını rahatça okuyabiliyoruz.

Galatasaray’ın ön alan presinin arka planındaki bir başka kilit isim de Marcao’ydu. Larin’e yakın oynayarak rakip yarı alanda kazandığı kritik toplarla Beşiktaş’ın ani atak fırsatlarını engelleyen Brezilyalı isim, takımı adına akın sürekliliğini de sağlamış oldu.

Futbol Akademi Scouting (FAS) tarafından hazırlanan dakika başına maksimum gol ihtimali grafiğini de incelediğimizde de sarı kırmızılıların savunma başarısını görmek mümkün. Beşiktaş penaltı haricinde gol ihtimali %10’dan fazla olan bir pozisyona sadece bir kez yüksek bir pozisyona girebilmiş. Ayrıca konuk ekip, Galatasaray’a oranla topa daha fazla hakim olsa da top hakimiyeti kalitesi konusunda sarı kırmızılıların epey gerisinde görünüyor. Bunun temel sebebi de Galatasaray’ın daha direkt hücumlarla 3.bölgede daha fazla oynaması gibi gözüküyor.

Son olarak maçın bireysel performanslarını da Futbol Akademi Scouting (FAS) tarafından hazırlanan Aksiyon Değeri(AD) metriğiyle inceleyelim. Maçın gollerini atan 3 isim şut aksiyonlarıyla zirveye otururken bu isimlerin ardından özellikle ikinci devre yaptığı bindirmelerle hücum katkısı sağlayan Saracchi geliyor. Bir başka dikkat çekici veri de maçın hayal kırıklığı yaratan isimlerinden olan Onyekuru’nun aksiyonlarının az olması.

Beşiktaş analizi için tıklayınız.

Sizler de dilerseniz Play analiz programını ücretsiz olarak aşağıdaki görsele tıklayarak indirebilirsiniz.